walking Turco
0 traducciones
| Traducción | Contexto | Audio |
|---|---|---|
|
yürüyüş
común
🇪🇸 I went for a walk in the park.
🇹🇷 Parkta yürüyüşe çıktım.
🇪🇸 She enjoys her daily walk.
🇹🇷 Günlük yürüyüşünden hoşlanır.
|
uso cotidiano | |
|
yürümek
común
🇪🇸 He is walking to school.
🇹🇷 Okula yürüyerek gidiyor.
🇪🇸 We like to walk along the beach.
🇹🇷 Kumsalda yürümeyi severiz.
|
contextVerbal | |
|
yürüyüş yapmak
común
🇪🇸 They are going for a walk.
🇹🇷 Onlar yürüyüş yapmaya gidiyor.
🇪🇸 She decided to go for a walk after dinner.
🇹🇷 Akşam yemeğinden sonra yürüyüş yapmaya karar verdi.
|
formal | |
|
yürüyüş (spor)
formal
🇪🇸 Walking is a good form of exercise.
🇹🇷 Yürüyüş, iyi bir egzersiz şeklidir.
🇪🇸 He trains regularly for his walking competitions.
🇹🇷 Yürüyüş yarışmaları için düzenli antrenman yapar.
|
técnico |