оста́вшийся Turco
0 traducciones
| Traducción | Contexto | Audio |
|---|---|---|
|
kalan
común
🇪🇸 El resto de la comida quedó en la nevera.
🇹🇷 Yiyeceğin kalan kısmı buzdolabında kaldı.
🇪🇸 Solo quedan unos pocos libros en la estantería.
🇹🇷 Kütüphanedeki birkaç kitap kaldı.
|
uso cotidiano | |
|
artık kalan
formal
🇪🇸 La oficina quedó vacía después de que todos se fueron.
🇹🇷 Herkes gittikten sonra ofis artık kaldı.
🇪🇸 El dinero restante será utilizado para inversión.
🇹🇷 Kalan para para yatırım kullanılacaktır.
|
formal | |
|
kalan kişi/şey
raro
🇪🇸 El testamento dejó una suma a los herederos restantes.
🇹🇷 Vasiyetname, kalan mirasçıya bir meblağ bıraktı.
🇪🇸 Solo quedan dos empleados en la oficina.
🇹🇷 Ofiste kalan iki çalışan var.
|
legal | |
|
kalan (şeyler veya kişiler)
raro
🇪🇸 Los restos de la antigua civilización todavía permanecen.
🇹🇷 Eski medeniyetin kalan kalıntıları hâlâ duruyor.
🇪🇸 En el poema, el autor habla de los que quedaron atrás.
🇹🇷 Şiirde, yazar geride kalanlar hakkında konuşuyor.
|
literario |