ranting Turco
0 traducciones
| Traducción | Contexto | Audio |
|---|---|---|
|
ağzına geleni saymak
informal
🇪🇸 He's always ranting about politics
🇹🇷 O hep politika hakkında söyleniyor.
🇪🇸 She tends to rant when she's angry
🇹🇷 Öfkelendiğinde genellikle bağırır.
|
coloquial | |
|
çıkışmak
común
🇪🇸 Stop ranting and listen to me
🇹🇷 Sus artık, dinle beni.
🇪🇸 He was ranting on and on about his problems
🇹🇷 Sorunlarından bahsedip duruyordu.
|
uso cotidiano | |
|
uzun ve ciddi şikayet veya söz
común
🇪🇸 His rant about the unfair treatment lasted for hours
🇹🇷 Adaletsiz muamelesine dair uzun ve ciddi şikayeti saatler sürdü.
🇪🇸 The politician's rant was full of accusations
🇹🇷 Politikacının çıkışı suçlamalarla doluydu.
|
formal | |
|
sözlü patırtı, uzun ve öfkeli sözler
raro
🇪🇸 The character's rant added intensity to the scene
🇹🇷 Karakterin çıkışı sahneye yoğunluk kattı.
🇪🇸 His long rant revealed his frustrations
🇹🇷 Uzun çıkışı hayal kırıklıklarını ortaya koydu.
|
literario |