hale Turco

0 traducciones
Traducción Contexto Audio
hale
común
🇪🇸 El viento arrastraba el humo en una larga hale.
🇹🇷 Rüzgar dumanı uzun bir hale halinde sürüklüyordu.
🇪🇸 La nave quedó en hale en medio del mar.
🇹🇷 Gemi denizin ortasında hale kaldı.
uso cotidiano
estado
común
🇪🇸 El paciente se encontraba en hale grave.
🇹🇷 Hasta ciddi haldeydi.
🇪🇸 El país está en hale de crisis económica.
🇹🇷 Ülke ekonomik kriz halinde.
formal
vasıtasıyla
formal
🇪🇸 Se realizó el acuerdo hale la mediación de un tercero.
🇹🇷 Üçüncü bir kişinin aracılığıyla anlaşma yapıldı.
🇪🇸 El contrato se firmó hale la intervención del abogado.
🇹🇷 Avukatın müdahalesiyle sözleşme imzalandı.
legal
duman, buhar, dumanlı görünüm
raro
🇪🇸 La montaña parecía envolverlo en hale de nubes.
🇹🇷 Dağ onu duman bulutlarıyla kaplamış gibi görünüyordu.
🇪🇸 El paisaje se convirtió en hale de neblina.
🇹🇷 Manzara, sisle kaplanmış hale dönüştü.
literario