освобожда́ть Turco

4 traducciones
Traducción Contexto Audio
özgürleştirmek
común
🇪🇸 El país decidió liberar a los presos políticos.
🇹🇷 Ülke siyasi mahkumları serbest bırakmaya karar verdi.
🇪🇸 El acuerdo busca liberar las tensiones internacionales.
🇹🇷 Anlaşma, uluslararası gerilimleri hafifletmeyi amaçlıyor.
formal
serbest bırakmak
común
🇪🇸 La policía liberó a los niños después de la investigación.
🇹🇷 Polis, araştırmadan sonra çocukları serbest bıraktı.
🇪🇸 El entrenador liberó a los jugadores en el descanso.
🇹🇷 Teknik adam, devre arasında oyuncuları serbest bıraktı.
uso cotidiano
azat etmek
raro
🇪🇸 Halkı esaretten azat etti.
🇹🇷 Halkı esaretten azat etti.
🇪🇸 Yazar, köleliği azat etmenin önemini anlatıyor.
🇹🇷 Yazar, köleliği azat etmenin önemini anlatıyor.
literario
kurtarmak
común
🇪🇸 Bilim insanları, hastayı kurtarmak için yeni yöntemler geliştirdi.
🇹🇷 Bilim insanları, hastayı kurtarmak için yeni yöntemler geliştirdi.
🇪🇸 İtfaiye ekibi yangını söndürdü ve insanları kurtardı.
🇹🇷 İtfaiye ekibi yangını söndürdü ve insanları kurtardı.
técnico